İyi bir insan olmak; doğru ve yanlış, geleneksel erdemlere uygun davranmakla karakterize edilir.
En yaygın olarak tartışılan, Aristoteles’in anlatımıdır. Aristoteles için temel ilgi, “Ethica” = karakterle ilgili şeylerdir. Karakterin mükemmellikleri, yani ahlaki erdemler özellikle ilgi çekicidir.
Aristoteles ve antik Yunanlıların çoğunun ahlaki görev, yani günümüz ahlaki kavramları hakkında söyleyecek hiçbir şeyi yoktu. Daha ziyade, insanları gerçekten ‘mutlu’ yapan şeyle ilgileniyorlardı. Gerçek ‘mutluluk’ Eudaimonia (gelişen / refah / gerçekleştirme / kendini gerçekleştirme). Platon gibi, Aristoteles de geleneksel erdemlere (bilgelik, cesaret, adalet ve ölçülülük) uygun yaşamanın nesnel nedenleri olduğunu göstermek ister. Aristoteles için bu, insan doğasının belirli bir açıklaması yani, erdemli yaşam ‘en mutlu’ (en tatmin edici) yaşamdır.
Tartışmaya giden üç adım:
(1) İnsan eyleminin nihai amacı mutluluktur.
(2) Mutluluk, akla uygun hareket etmekten ibarettir.
(3) Akla uygun hareket etmek, tüm geleneksel erdemlerin ayırt edici özelliğidir.
Aristoteles, insanların belirli bir işlevi olduğunu düşünüyordu. Bu işlev, rasyonalite emirlerine uymayı ve böylece geleneksel erdemlere uygun davranmayı gerektiren bir insan olarak gerçek anlamda gelişen bir yaşam sürmektir.